Bayılıyorum böyle aydınlık sofralara. Uzun bir aradan sonra Seçil’deyiz. Bugün de güneşli ve aydınlık bir gün.O soğuk ve karanlık kış günlerinden sonra, hele de insan kendini iyi hissedince böyle günlerde daha bir iyi oluyor. Uzun ve soğuk kış günleri geçirdik bu sene. O yüzden en azından ben artık sıcak ve özellikle de güneşli günler gelsin istiyorum.
Seçil’deki sofranın baş tacı İnebolu’dan meşhur kulaklı makarna. Bildiğimiz mantıdan çok farklı değil. Katlanışı değişik. Yine sarımsaklı yoğurt ve salçalı sos ile ikram ediliyor. Bu bile tek başına doyurucu bir mönü. İnebolu Gemiciler’de bu makarnayı çok güzel yapan bir lokanta vardı, sırf bunu yemek için gittiğimizde kapandığını öğrendik. Yazık olmuş. Küçük yerlerde dükkan açmanın zorluğu da bu. Çok fazla müşteri sirkülasyonu olmadığı için kapanmak zorunda kalıyorlar.
Sofranın gözde tarifini Öykü belirledi sanırım. Bu börekten tam 4 tane yemiş, annesine de tarifi öğrenmesi için talimat vermiş. Börekte ne olduğu dikkatli bakmayınca anlaşılmıyor, değişik çünkü: Patlıcanlı börek. Klasik peynirli böreği sevmeyenler için ideal. Hem de el açması.
Bir patlıcan çeşnisi daha: Patlıcanlı salata.
Hemen tatlıya geçiş yapıyorum: Yoğurt tatlısı. Şerbeti kıvamında.
Şerbetli bir tatlının yanında hafif bir tatlı da iyi gider diye düşünülmüş sanırım. Ayva tatlısı. Biraz da sunmayı bilmek lazım, ortalarında kaymağı ile pek güzel gözüküyor.
Bir de sütlü tatlımız var. Bu bembeyaz sofrada tatlılarda da beyazlar hakim.
