Doğum günü çalışmalarımıza sonradan zorlanmamak için 15 gün önceden başlıyoruz. Tabi ki tema belirlemek çok daha öncelerden yapılıyor. Belki de işin en zor kısmı o, tema belirlemek. Ondan sonra neler yapılabileceğinin araştırmaları sürüyor. Bilgisayara bir sürü resim kaydediyorum.Son aşamada içinden yapılabilir olanları elemek oluyor. Daha sonra da malzeme alımı ve en zevklisi detayları ortaya çıkarmak. Bu durumda menüyü belirlemek en sona kalıyor. Benim için ise en kolay tarafı. Ha bir de pasta konseptimiz var tabii. Parti konseptine uygun bir de pasta belirlemek. Çünkü doğum gününde baş rol her zaman için pastada. Ne yaparsanız yapın ilk dikkati çeken şey pasta oluyor. Pastayı da hayalimdekine uygun yapabilirsem değmeyin keyfime. Amaaa bir aksilik olur da istediğimi ortaya çıkaramazsam, işte o zaman hiç gözüme gözükmeyin, etrafımda bile dolaşmayın. Bana hiç bir şey söylemeyin, kalbinizi kırabilirim. O kadar sinirli oluyorum yani.
Çocuklar büyüyünce tema belirlemek zor oluyor. Artık izledikleri bir çizgi film, beğendikleri bir film kahramanı yok ki. Aklıma instagramda gördüğüm bir parti temasından geldi bu düşünce. Aslında daha pastel renklerle yapabilirdik ama morun da bu tonu çok güzel oluyor. Biraz sevdiği mor tonu, biraz vintage düşünceleri ile bu güzel sofra çıktı ortaya.
Gelelim ayrıntılara… İlk olarak bayrakların yapımı ile başladık. Renk renk kumaşlar alındı. Bulamayacağım sandığım o çuval benzeri kumaşı tesadüfen ele geçirdim. Boyama işlerini doğal olarak Begüm Yaptı. Tabi bütün işlerde Öykü de bize yardım etti. Balonları masayı süslediğimiz mor tülle kaplamak harika bir fikir oldu. Altlarına da başka amaçla yapıp beğenmediğim grapon kağıtlarından güllerle süsleyince ortaya çok güzel bir şey çıktı.
Bu pipet süslerini tek tek Öykü kesti, ben de pipetlere bağladım…
Kurumuş ağaç dallarına özenle yerleştirilmiş kumaş çiçekler, bu güzel süsleme tamamen Begüm’ün eseri. Mor şeker bulamayınca pembelerle yetinmek zorunda kaldık…
Masa her yanından ayrı bir güzel, mumlar pamuk şekerler de olayı tamamlıyor. Zaten o güzel örtü ve üzerinde tam da aradığım mor renkli tülle harikalar…
Bu kadar güzelliğin yanında menü sönük kalamazdı tabii. Başta da söylediğim gibi menünün baş tacı pasta. Günün renklerine uygun lila bir zemin üzerinde aynı tondan güller ve biraz danteli andıran tamamen doğaçlama bir süsleme var. Pasta sade sünger pandispanya ve limon aromalı krema ve ara geçişlerde böğürtlen marmeladından oluşuyor.
Mor ve lila ağırlıklı bir konsepte yine bu renklerde menülerin yakışacağını düşünerek böğürtlen soslu sütlü tatlı yaptım.
Hatta salatamız bile mordu: Mor lahana salatası…
Yaban mersinli cupcakelerin üzerini de pastanın gülleri ile süsledim…
Tuzlu olarak mayalı simit poğaça...
Yine tuzlu: Saçaklı poğaça.
Kaytaz böreği…
Klasik bir tarif olarak elmalı tartolet...
Ve de son olarak bezelerimiz bu sefer limon kremalı oldular…