Deniz’in ismiyle özdeş , ona da çok uygun ve çok emek isteyen bir partisi oldu 4 yaşında. Sanki doğduğu gün dün gibi. Hastane odasında yağan kara bakıp Deniz’in odaya gelmesini nasıl da beklemiştik. Bugün yarın derken bir hafta boyunca yoğun bakımdan çıkarılmayınca ben artık pes edip evime geri dönmüştüm. Aslında çok da önemli bir hastalığı olmamasına rağmen biraz fazla temkinli davranmışlardı. Doğduğu gün yağan kar o kadar fazlaydı ki insanlar evlerine gitmekte bile zorlanmışlardı. Hatta kardeşim Tosya’da mahsur kalmış, Ankara’ya dönememişti. Biz de Kızkardeşimle beraber hastane odasının penceresinden kar mağdurlarını seyretmiştik.
Nereden nereye. Bizim kız büyüdü de 4 yaşında bile oldu. 4 yıllık geleneği bozmadan bu seneki pastasını da ben yaptım. Ece de kurabiyeleri yaptı. Hatta bir de muffinler bile yaptık. O gün kimisini taşıma kabına kimisini kutulara koyup taşıdık. O anki halimizle ileride Deniz’in nişanına da böyle gideriz diye aklımdan geçiverdi. İnşallah o günlerini de görürüz.
Gelelim partimize. Bu sefer annesinin performansına hayran kaldım, kendini aşmış doğrusu. Yapabileceklerinin maksimumunu yapmış. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüş. Ortam tam bir deniz havasında olmuş. Masa örtüsünden deniz kabuklarına, tek tek boyanmış deniz yıldızlarına varana kadar her şey vardı.
Hele o hediyelik sabunlara ne demeli… Ne kadar da şirin ve güzel bir şekilde kutulanmış.
Kuruyemişler temaya uygun paketlenmiş.
Günün yıldızlarından biri de ahtapopslardı. Cake popslar ahtapot şeklinde yapılmıştı. Yemeğe kıyamadık.
Çocukların gözdesi şekerlerdi. Ayrıca marshmelowdan yapılma balık şeklinde de şekerler de vardı.
Menüyü görseniz yemekle bitecek gibi falan değildi. Dolamalar, buğday salatası….
Annemin yaptığı incirli sütlü tatlı…
Bunlar da teyzesinden kakaolu muzlu muffinler. Çok lezzetli olmuştu, tarifini en kısa zamanda yazacağım. Üzerine ahtapota benzer şekilde krema yapmaya çalıştım. Ama kırmızı boyam olmadığı için vişne suyu ile boyamayı denedim. Aynı şey red velvet pasta yaparken de başıma gelmişti.O zaman da pancar suyu ile kırmızı yapmaya çalışmıştım. Ne yaparsam yapayım gıda boyası kullanmadan yiyecekleri kırmızıya boyayamıyorum. Kremaya ilave ettiğim vişne suyu artık kremanın kıvamını bozmaya başlayacakken pes ettim ve çok hafif bir pembelikte olan krema ile muffinlerin üzerini süsledim. Bari krema olmadı, ahtapota kırmızı ayaklar yapayım dedim o da biraz garip durunca vazgeçip kendi haline bıraktım.
Pastayı ben yaptım diye demiyorum ama muhteşem oldu yine. Pandispanyasıyla, kremasıyla, üzerindeki figürleriyle tam olarak içime sinen bir pasta oldu.
Ece de harika kurabiyeler yaptı. Her biri için tek tek uğraştı. Hele kurabiye poşetlerinin içine kum efekti vermek için toz şekerle karıştırılmış galeta unu koyma fikri mükemmeldi.
İçlerinde fındıktan incileri olan midye kurabiyeler de pek tatlıydı.
İçlerinde deniz suyu varmış gibi rengi olan soda fikri de harikaydı.
elinize sağlık! ne çok emek vermişsiniz
harika görünüyor herşey ellerinize sağlık 🙂
anneler böyle işte üşenmeden uğraşırlar evlatları için, hangi baba yapar bunu 🙂 elinize emeğinize sağlık.. sağlıklı, mutlu ve huzurlu uzuuuun seneler geçirmeniz dileklerimle..