Pavlova yapma fikri tamamen eldeki malzemeleri değerlendirme çabasından ve manavda şubat ayında olmamıza rağmen çilek olduğunu görünce karar vermemden kaynaklandı. Aden’e ne zaman nasıl bir pasta istediğini sorsam “çilekli” cevabı veriyordu, ben de “şimdi kış, çilek olmaz” diyordum. Arada bir rastladığım çilekler de çok iyi değildi. Ama bu hafta sonu manavda o güzel çilekleri görünce aklımda hemen şimşekler çaktı. Bunu en kolay yoldan bir pastaya ancak pavlova ile dönüştürebilirdim ve bu güzel bir sürpriz olurdu.
Peki nasıl bir pasta bu pavlova ve neden yapımı kolay? Öncelikle çok hafif bir pasta, çünkü içinde un yok, pandispanyası da bir çeşit mereng aslında. Bir şekilde yumurta sarısı kullanmışsam eğer kalan yumurta aklarını asla atamıyorum, onları bir şekilde dönüştürmek istiyorum, eğer enerjim yoksa da buzluğa kaldırıyorum ve daha sonra çözdürüp kullanıyorum. Elimde de sarılarından sonra kalmış 3 yumurta akım vardı. Pavlova da bu pastanın kolay ama en güzel hallerinden biri.
Bu yazıya başlarken biraz pavlovayı araştırmak istedim. En çok yazılan hikaye bir Rus balerine ithafen çıktığı. Anna Matveyevna Pavlova adındaki balerinin Yeni Zelenda-Avusturalya turnesi sırasında ortaya çıktığı söyleniyor. Hatta bu yüzden iki ülke arasında da bir türlü paylaşılamıyor. Ama az da olsa bir takım tarihi hikayelerde bu iki ülkeye de ait olmadığı, çok daha eski zamanlarda Almanya veya Amerika’dan çıktığı yönünde fikirler de var. Belki de bu pek zengin bir hikaye değil ve anlatımında romansı bir yön yok ve o yüzden ilk hikaye daha çok tutmuş durumda. Buna inanmak daha kolayımıza geliyor.
Gelelim masalsı olan ilk hikayeye: Turne sırasında balerinin kaldığı otelin şefi ona güzel bir pasta yapmak istemiş. Tütüler içindeki balerinin dansı dillere destan ve bu destansı hikayede kendisinden “adeta uçuyor” diye söz edildiği için onu çağrıştıran böyle bir reçete ortaya çıkarmış. Balerinlerin kıyafetleri gibi tütülerin üzerinde salınan kumaşları andıran beyaz merengler ve üzerindeki beyaz krema; kıyafetlerin üzerindeki güller ve yaprakları simgeleyen rengarenk meyvelerden oluşuyor. Aynı balerinler gibi hafif ve kırılgan bir pasta, dışı sert, içi biraz yapışkan. Oluşan görüntü gerçekten cezbedici. Peki nasıl yapıyoruz?
- Tüm merenglerde olduğu gibi dikkat etmemiz gereken bazı koşullar var, eğer bunları düzgün uygulamazsak olmuyor. İlk koşul yumurtanın beyazına kesinlikle sarısının karışmaması; bunu sağlayabilmek için yumurtanın aklarını teker teker ayırıyorum, eğer düzgün ayrıldıysa diğer beyazların içine katıyorum.
- İkinci koşul içinde yumurta aklarını çırpacağınız kabın temiz ve kuru olması; bunun için de akları koymadan önce kağıt havlu ile kontrolden geçin mutlaka. İçine su veya yağ bulaşmışsa aklarınızı köpürtemezsiniz.
- Her şey uygunsa akları koyup çırpmaya başlayın. Tabii ki çırpıcı da kuru ve temiz olmalı. Akları çırpmaya başladıkça sabun gibi köpükler oluşacak. İlk aşamada içine bir tutam da tuz katın.
- Sabun köpüğü gibi olunca şekeri ekleyeceğiz. Burada ince toz şeker kullanırsak işimiz daha kolay olur. O yüzden şekeri önceden blendrda biraz inceltebiliriz. Şekerin hepsini birden koymuyoruz, azar azar ilave ediyoruz.
- Şeker bitince de nişastayı ekleyeceğiz. Ama çırpmaya devam, peki ne zamana kadar? Koyulaştığını fark ettiğinizde mikseri durdurup baş ve işaret parmağınızın arasına alın ve içinde şeker pütürleri olup olmadığına bakın. Elinizle şekeri hissetmemelisiniz. İşte o zaman sirkeyi ekleyin. Bir tur daha karıştırın. Kıvamın olduğunu bize gösteren en önemli şey çırpıcının ucunda kalan kısmı yukarı doğru kaldırdığınızda horoz ibiği gibi şekil alması ve ibiğin ucunun aşağı doğru düşmemesidir.
- Sıra şekil verip pişirmeye geldi. Pişirme kağıdının bir tarafına tencere kapağı ya da bir tabakla yuvarlak çizin, 24 cm.den daha büyük olmasın. Çizdiğiniz tarafın tersini çevirin ve merengi içine koyun, kenarlarını yükselterek şekil verin, ortasını da biraz çökük yapın. Burada yaratıcı olabilirsiniz, kendiniz yukarı doğru şekiller oluşturabilirsiniz. Fırın 90 derece ve fanlı çalışmalı, en az iki saat pişmelidir. Piştikten sonra da fırının kapağını aralayın ve soğuyana kadar bekleyin.
- Bu 2 saatlik zaman içinde kremasını yapıp buzdolabına koyun. Kolayca kremayı çırpıp kullanabilirsiniz, ya da beyaz krema kullanabilirsiniz. Ben krem şanti ile kremayı çırparak kullandım, biraz tat vermesi için pudra şekeri ekledim, biraz da bal ve limon kabuğu rendesi. Soğuyan merengin üzerine kremayı sürüp dilediğiniz meyvelerle süsleyin. Pastanız hazır.
PAVLOVA
Malzemeler
- 3 adet yumurta akı
- 1 tutam tuz
- 1 tatlı kaşığı nişasta
- 175 gr şeker
- 1 çay kaşığı elma sirkesi
KREMA MALZEMELERİ
- 1 paket krem şanti
- 1 kutu krema
- 6 yemek kaşığı pudra şekeri
- Limon kabuğu rendesi
- 1 yemek kaşığı bal
Talimatlar
- Yumurta aklarını kuru ve temiz bir kapta çırpmaya başlayın, bir tutam tuz da ekleyin.
- Toz Şekeri blendrdan geçirin, pudra şekeri kadar ince olmasın ama ince bir toz şeker kıvamına gelsin.
- Aklara azar azar şekeri ilave ederek çırpmaya devam edin. Şeker bitince mısır nişastasını da ekleyin. Son aşamada çırpıcının ucunda kalan ve akışkan olmayan bir kıvam haline gelecek ve iki parmağınız arasına alınca şekerin dokusunu hissetmeyeceksiniz. Bu aşamada sirkeyi de ekleyin.
- Pişirme kağıdının bir tarafına kurşun kalemle yuvarlak çizin, diğer tarafına yaptığınız karışımı koyup şekil verin. 5 cm kadar yüksekliği olan, ortası hafif çukurlaştırılmış, kenarları yukarı doğru spatula ile toplanmış bir şekil alacaktır.
- Fırını 90 dereceye fanlı olarak ısıtın ve en az 2 saat pişirin, piştikten sonra soğuyana kadar fırının içinde bırakın.
Krema
- Kremayı çırpın, biraz koyulaşınca krem şantiyi ekleyin, pudra şekerini bal ve limon kabuğunu koyun, koyulaşıncaya kadar çırpın.
- Soğuması için buzdolabına kaldırın.
Birleştirme
- Pişen ve soğuyan merengin içini krema ile doldurun, üzerini meyvelerle süsleyin.