Neriman’la dostluğumuz yıllar öncesine dayanıyor. Ben Kastamonu’ya geldikten birkaç sene sonra tanışmıştık. O zamandan bu zamana sürüyor dostluğumuz. Çocuklarımız birlikte oyun oynarken şimdi birer birer üniversiteli oldular. Hatta bu arada Neriman babaanne bile oldu. Şimdi daha zamanlı görüşebilmek için küçük çaplı bir grubumuz var ve her ay toplanıyoruz. Yemek içmek bahane ama yemeden de kuru kuruya olmuyor tabii.
Neden bu menüye klasik dediğimi birazdan anlayacaksınız. Bazı kişiler olur ki farklı, değişik şeyler yapmak isterler. Herkesin yaptıklarından değil de yeni gördüğü, denediği şeyleri yaparlar. Bu aynı zamanda bir risktir. Biz burada her zaman karşılaştığımız çeşitleri Neriman’ın elinden yemek fırsatı elde ettik. Açılışımız mantı idi.
Barbunya salatamız vardı.
Bir tatlı klasiği olarak da kabak tatlısı.
Büyük kızım Ece’nin en sevdiği salatalardan biri, belki biraz kalori deposu ama bir o kadar da lezzetli Rus Salatası.
Geçen gün kızım bana aynen şöyle diyordu: Bu nasıl bir gün sofrası anne, ne dolma var, ne de kısır. Sanki bunlar günlerin olmazsa olmazı gibiler. Neriman da öyle düşünmüş sanırım işte biber dolması.
Yine klasik bir böreğe lezzet katılmış hali, Patatesli börek. Çıtırlığı buradan bile belli oluyor.
Belki bir tek bu tatlıda bir değişiklik yapıp günün favori ve yeni lezzetlerinden birini denemiş, işte Kıbrıs tatlısı.
